Osmanlı Devletinin ilânı (1299)
Osman Bey, Karacahisar’ı fethettikten ardından bu bölgeyi tebaasına açmış, köylere kendisi tebaası olan Müslüman kitleleri yerleştirmiş, kiliseleri camiye çevirterek bölgeyi Müslümanlaştırmıştı. Zamanla bir İslam kenti durumuna Karacahisar’ın yerlileri bir araya gelerek Cuma namazı kılmak istediler. Amaçları hutbeyi Osman Bey yerine okutmaktı. İslam geleneğinde Hutbe, o toprakların yegâne sahibi yerine başka bir deyişle hükümdar yerine okunmaktaydı. Halk, Osman Beyi bundan sonra hükümdar olarak görmek istiyordu. Osman beyin kayınpederi olan Şeyh Edebali’nin müritlerinden Dursun Fakıh, alanda saygıdeğer bir zattı. Halk, bu taleplerini Dursun Fakıh’a ilettiler. O da bu konuyu babası Şeyh Edebali’ye iletti. Osman Bey, olan biteni öğrenince “Size ne lazımsa onu öyle yapın” diyerek tebaasının hüsnü talebini kabul ve tasdik etti. Dursun Fakıh, “Han’ım! Bu iş için Sultandan icazet ve destur gerekir” diyince Osman Bey, Osmanlı Devletinin kuruluşunu müjdeleyen o cevabı...